Bugün günlerden, Emo gelmiş bereketiylen :)


Bendeniz "arkadaşlarınınçoğuyurtdışındayaşayangillerden" olduğum içün, 
bugünlerde kendi adıma yılın en güzel zamanı başlamış bulunuyor . Birer birer geliyorlar:) Eminoshum burnumda tütüyordu. 
Tuba gibi kış ortası sürprizleri yapmıyor, Günin gibi fırlayıp gideyim bir kahve içip döneyim mesafesinde de değil , Amerika'da yaşıyor. Hal böyle olunca özlem de çok kocaman oluyor. Fotoğrafını görünce bile çığlık çığlık bağırıyorum :) 
Bugün işte bizim buluşma günümüz. Beşiktaşta simitçide otursak aynı huzuru mutluluğu hissederdim ama Melahimiz sağolsun bir program yapmış kiii, dudağım uçukladı. 
Sonunda dönüp dedim ki "Bana bakın Emine zannedecek ki bunlar hep böyle yaşıyor." :)))
Ah nerdeee ...
İş bu sebeple ben bu etkinliği uzun uzun anlatmak durumundayım:) 

Öncelikle link'i şuracığa bir koyayım. Çalışmazsa da , https://www.restore.film/genel-bilgiler/ copy and paste :) 
Beykoz Kundura Fabrikasında restore film günleri varmış dedi Melo. 
Beykoz Kundura Fabrikası mı varmış dedim. 
O kadar yani. 
Ne ayıp...
Siz demeyin. İçinde otel bile var. İnternetten azıcık araştırınca öğrendiklerimi hemen yazıyorum. 
1810 yılında tabakhane olarak kurulmuş olan bu fabrika 1933 senesinde Sümerbank'a devredilmiş. asla eskimeyen sağlam Sümerbank ayakkabıları denilen deri kunduralar burada üretilmiş. 80li yıllarda sadece orduya üretim yapan fabrikanın çalışması 1999 yılında durdurulmuş ve 2004 yılında da özelleştirilme kapsamında Yıldırım Holding'e satılmış. Yıldırım Holding'in burayı otel yapmak için mi yoksa başka bir sebeple mi aldiğı bilinmiyor. Şimdilik bu mekanı film şirketlerine kiralayarak değerlendiriyorlarmış. 

Bu geceki film gösterimi Restore film günlerinin açılışını da yapıyordu aynı zamanda. 
Beşiktaştan kalkacak teknede buluştuk biz. Emineyle ne nefis bir buluşma oldu bu. Teknenin girişinde sarıldık kucaklaştık ve hoop bir dakika içinde boğazda bir tekne gezisine çıkmış olduk. 
Püfür püfür rüzgar eserken , gündüz gözüyle boğazı seyrederek ve çok sevdiğim Engin ailesinin uzun zamandır görmediğim bir sürü ferdi ile sohbet ederek üstelik teknedeki bira ve rakı servisine de şapka çıkarıp alkış tutarak fabrikaya vardık. Yani vardık derken benim dilim tutuldu bunu es geçmeyeyim. Bu ne güzellik :)  
Buyrun bu gece film gösterimi olan mekanın denizden görüntüsüne :) 




Fotoğrafta pek belirgin değil ama hemen arkada fonda Tarabya Oteli var.
Dikkatle bakarsanız göreceksiniz iskelenin hemen üstünde :) 







Hava iyice kararana kadar ,canlı olarak çalan orkestranın nefis müziği eşliğinde , bir tarafta boğazı ve İkinci Köprüyü , diğer tarafta Tarabya koyunu , karşıda Yeniköy'ü yani İstanbul'u seyrederek kavuşmanın mutluluğunu çıkardık , uzun uzuuuunn sohbet ettik biz kızlar :) 

Bu arada orkestra hakkında kısa bir bilgi : "Beyoğlu'nun hareketli sokaklarında doğan ve kısa zamanda gelişen müziği ve kadrosu ile İstanbul'un büyük beğenisini toplayan grup, Amerika, Fransa, İngiltere ve Türkiye'den jazz müzisyenlerinden oluşuyor. New Orleans sokaklarında doğan caz müziğini ve 1920'lerin ruhunu İstanbul'da yaşatmaya devam eden Uninvited Jazz Band, Beykoz Kundura Restore Film Günleri'nde zamana meydan okuyan filmlere eşlik etmek için sabırsızlanıyor."



Saat 9da başlayan gösterimde ilk olarak Lumiere Kardeşler seçkisi vardı. Bu bölümde Lumiere fabrikasının paydos saatinde , fabrikadan çıkan işçilerin görüntülerini izledik. Bu görüntüler sinema tarihinde fabrikanın dağılışını kayda alan ilk görüntüler olarak ciddi bir belgesel niteliği taşıyor. Mekan olarak o sırada bir fabrikada bunları izlemek ise ayrı bir hoşluk. 
Bu bölümün içindeki bir sonraki kısımda ise İstanbul görüntüleri vardı. Alexandre Promio 1896 yılında padişahtan aldığı özel bir izinle İstanbul'da görüntüler kaydediyor. İstanbulda çekilmiş en eski görüntülerden biri olan bu bir dakikalık filmin gösterimi ise büyük sürprizdi ve çok etkileyiciydi. 

Ve arkasından esas filme geçildi ve Charlie Chaplin'in Modern Times / Asri Zamanlar filmini bazı yerlerinde gülmekten gözümüzden yaşlar gelerek izledik.  Film gösterimleri sonrası yeniden Beşiktaşa gitmek üzere iskelede bekleyen tekneye bindik. Bu kez de gece ışıklarının yarattığı büyülü güzellikleri seyrederek bir boğaz gezisi daha yaptık. 


   Eminoshum bana herrr zaman çok hoş gelirsin de bacım, bir de ne ayak varmış sende diyorum:))) Bir geldin, sadece biz değil şehir şenlendi canikom:)
Hoş geldin, tam anlamıyla sefalar getirdin :)))

Yorumlar